Popüler Yayınlar

Sayfalar

9 Temmuz 2009 Perşembe

Muş Türbe evliya Mezarları

Muş Türbe ve Mezarları
Şeyh Molla İbrahim Efendi Türbesi (Merkez)

Muş ili Merkez ilçeye bağlı Çatbaşı Köyü’ndeki Şeyh Molla İbrahim Efendi Türbesi’nde gömülü bulunan bu kişi hakkında kaynaklarda bilgi bulunmamaktadır. Yalnızca Çatbaşı Köyü’nde dünyaya gelmiş, öğrenci yetiştirmiş bir din adamı olduğu bilinmektedir.


İbrahim Samidi (Zemzemi) (Merkez)

Muş il merkezinde Alâeddin Bey Hamamı’nın karşısındaki bahçe içerisinde İbrahim Samidi’nin türbesi bulunmaktadır. İbrahim Samidi’nin Arabistan’dan gelerek Muş’a yerleşen bir din adamı olduğu bilinmektedir.

Türbe taş bir binanın altında olup, dikdörtgen planlı, peş peşe iki bölümden meydana gelmiştir. Kesme taş ve moloz taştan yapılmış olan türbenin girişi kuzey yönündedir. İlk bölümde kıble duvarında bir mihrap yer almaktadır. Bu bölümün doğusundaki bir kapıdan sandukanın bulunduğu türbeye geçilmektedir.

Halk arasındaki yaygın bir inanışa göre ruhsal bozuklukları olan ve sıtmaya tutulanların burada şifa buldukları sanılmaktadır. Bu yüzden de halk tarafından ziyaret edilmektedir.


Şeyh Muhammed-i Mağribi (Merkez)

Muş il merkezindeki Ulu Cami’nin avlusunda bulunan mezarda Şeyh Muhammed-i Mağribi gömülüdür. Şeyh Muhammed Mağribi Arabistan’dan gelerek Muş’a yerleşmiş bir din adamıdır. Söylentiye göre de 1517’de Ulu Cami’yi yaptırmıştır.


Şeyh Halil ve Şeyh Mustafa (Merkez)

Muş Kızılay binasının karşısında bulunan iki türbeden biri Şeyh Halil’e, diğeri de Şeyh Mustafa’ya aittir. Bu kişilerin kim oldukları konusunda kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır. Türbelerin mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır.

Halk arasındaki yaygın bir inanışa göre bu türbeler küçük yaştaki bir çocuk tarafından yaptırılmıştır.


Kesik Baş Türbesi (Merkez)

Muş il merkezindeki Hacı Şeref Camisi’nin haziresinde bulunan Kesik Baş Türbesi’nden günümüze yalnızca cami duvarına bitişik iki mezar gelebilmiştir. Bu mezarlar yakın tarihte onarılmıştır.

Kesik Baş Türbesi caminin doğu duvarına bitişiktir. Mezarların şahideleri günümüze gelememiş, son onarım sırasında mozaikli beton ile mezarlar yenilenmiştir. Günümüzde bu türbe dikdörtgen şekilde olup, yerden 80-120 cm. yüksekliğinde bir kaide üzerine demir kafesle çevrilmiş, cephesi Ahlat taşı ile örülmüştür.

Söylentiye göre bu kişi savaşta başı gövdesinden ayrılmış olmasına rağmen, kopan başını koltuğunun altına alarak savaşmayı sürdürmüş, daha sonra bugünkü mezarının bulunduğu yere gelerek şehit olmuştur.


Abdulvahap Gazi Türbesi (Merkez)

Muş Merkez ilçeye 7-8 km. uzaklıkta, Çatbaşı Köyü’ndeki camiye bitişik olarak 40-50 mezarın bulunduğu bir hazire vardır. Bu hazire içerisindeki Abdülvahap Gazi Türbesi moloz taştan yapılmış dikdörtgen planlıdır. Üzeri ahşap desteklerin taşıdığı beşik bir tonozla örtülüdür. Türbenin yanında düz damlı ahşap bölüm türbe ile cami arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır.

Türbe içerisinde sahabeden Abdülvahap Gazi, Tarışlı (Silvan) Şeyh Şeref, Hoca İbrahim Efendi, Muş alimlerinden Faik Aykal Efendi, Muş ulemalarından Hacı Tayip Efendi ve Hacı Tayip Efendi’nin oğlu Molla Fethi Rahman Efendi gömülü bulunmaktadır. Bunun dışındaki mezarların kime ait oldukları bilinmemektedir.


Müştak Baba Türbesi (Merkez)

Müştak Baba mezarı Abdurrahim Yeşilbaş isimli şahsın evinin avlusunda bulunmaktadır. Müştak Baba’nın Bitlis’te dünyaya geldiği, medresede okuduğu ve şiirler yazdığı kaynaklardan öğrenilmektedir. Şemsi Bitlisi olarak bilinen amcası Hacı Mahmut Hoca’dan ders almış, daha sonra Hacı Hasan Şirvani’den eğitim görmüştür. Erzurum, İstanbul, Ankara, Bağdat ve Hizan’a gitmiştir. İstanbul’da Eyüp’te Selami Efendi Dergâhına postnişin olmuş, daha sonra memleketi olan Bitlis’e dönmüştür. Bundan sonra Asar isimli bir eser yazmıştır. Bu yazma eser İstanbul’da Süleymaniye Kütüphanesi Mahmut Efendi bölümünde 2421 numaraya kayıtlıdır. Ayrıca Divan’ı 1838 yılında basılmıştır.

Müştak Baba Bitlis’ten İstanbul’a giderken bir söylentiye göre 81 yaşında iken boğdurulmuştur. Bir başka söylentiye göre de Alâeddin Bey tarafından Muş’a davet edilerek boğdurulmuştur. Bir başka söylentiye göre ise, Onun tutumundan hoşlanmayan Yezidiler tarafından boğdurulmuştur.

Müştak Baba’nın mezarı cami avlusunda zeminden 30 cm yüksekliktedir. Yakın tarihlerde, 1983 yılında Taha Yeşilbaş tarafından yenilenmiş ve etrafı demir bir kafes içerisine alınmıştır.


Üstad-ı Azam Şeyh Molla Mezarı (Merkez)

Muş il merkezinde Alâeddin Bey Camisi’nin avlusunda Üstad-ı Azam Şeyh Molla’nın mezarı bulunmaktadır.

Şeyh Molla Bitlis’in Sipik Köyü’nde dünyaya gelmiş, dini bilgisinden ötürü Üstad-ı Azam unvanı verilmiştir. Osmanlı sarayı tarafından ödüllendirilerek Muş’un Beşparmak (Gemik) Köyü kendisine verilmiştir. Kaynaklarda bunun dışında başka bir bilgiye rastlanmamıştır. Mezarı üzerindeki kitabesinden 1829’da öldüğü öğrenilmektedir.


Seyyid Ahmed (Hacı Gal) Mezarı (Merkez)

Muş Kale Mahallesi’ndeki mezarlıkta Seyyid Ahmet’in mezarı bulunmaktadır. Seyyid Ahmed Bağdat’ta 1696 yılında dünyaya gelmiş 1710 yılında Muş halkının isteği üzerine babası tarafından Şeyh Fazıl Efendi tarafından Muş’a ders vermek üzere gönderilmiştir. Soyunun Hz.Hüseyin’e kadar dayandığı ve yedi defa yaya olarak Hacca gittiği söylenmektedir.

Seyyid Ahmed Muş’ta 1710 tarihinde bir Kadiri Dergâhı kurmuştur. 1803 yılında ölmüş ve Kale Mahallesi’ndeki mezarlığa gömülmüştür.


Şeyh İbrahim Mezarı (Bulanık)

Muş, Bulanık ilçesi Esenlik Köyü’ndeki Esenlik Camisi yakınında bulunan mezarlıkta gömülü olan Şeyh İbrahim Efendi’nin kimliği konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bazı kaynaklarda Mevlevi olduğu belirtilmekte olup, çeşitli hastalıkları iyileştirdiğine halk tarafından inanılmaktadır.


Şeyh Ömer Sahubi Türbesi (Bulanık)






Muş ili Bulanık ilçesi, Mollakent Köyü’nde Şeyh Ömer Sahubi’nin Türbesi bulunmaktadır. Şeyh Ömer Sahubi’nin kim olduğu konusunda kaynaklarda bilgiye rastlanmamıştır.

Türbenin bulunduğu yerde kendisi tarafından misafirhane ve mutfak yaptırdığı söylenmektedir. Bu iddia doğru ise bu yerde bir de dergâhın olması kuvvetle muhtemeldir. Nitekim türbesi halk arasında Çilehane olarak da isimlendirilmiştir. Yaygın bir inanışa göre de Şeyh Ömer Sahubi’nin türbesinde bir gece kalan sara başta olmak üzere diğer hastalıklarından kurtulmaktadırlar.

Günümüze gelebilen türbe kesme taştan yapılmış, dikdörtgen planlı olup, üzeri kırma çatı ile örtülüdür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Timurtaş hoca, Timurtaş uçar hoca efendi,laik dü,zen,kominist gençler,timur taş hoca mp3,timr taş hoca video izle,yeni sohbetler,deccal,şeytan ,cin,peri,hurafe,yecüc-mecüc,kimdir,yaratılış gayesi,insandaki deha