Popüler Yayınlar

Sayfalar

9 Temmuz 2009 Perşembe

Sudan`da istikrarı yabancı güçler bozuyor

Sudan`da istikrarı yabancı güçler bozuyor

El Beşir hakkında verilen tutuklama kararının yankıları sürüyor. Sudan yönetimi Dış ilişkiler sorumlularından Muhammed el-Mekki yaşananlarla ilgili TIMETURK`e çarpıcı açıklamalar yaptı.

GÜNÜN MANŞETLERİ
• Özcan: Bizce ruhban okulu açılabilir
• Yargıtay, Dev-Yol davasıyla ilgili kararı ...
• Koç Müzesi`ne Ergenekon keşfi
• Arınç: Baykal`ın sözlerinden korkmayız
• Mustafa Sarıgül, DSP`den istifa etti
• Rabiya Kadir: Artık Çinlilerle yaşayamayız
• Askeri kampta rütbesiz ölüm
• İşçi emeklileri ek zam istiyor
• Kirli masa değil, kirli eldiven
• 3G, kontörlüyü `yüzde 25`le` yakacak!
• Tuz hakkında bilmedikleriniz
• ÖSS sonuçlarını en çok kızlar merak ediyor...
• `Kuzey Irak`taki Kürtler Türkiye`ye katılm...
• AB`nin Temeli Denizli`de Atılmış
• Bir gün gelecek, AB bizi üyeliğe davet ede...
• Bozuk düğün kasetine 3 bin TL ceza
• Militan olmak için tipini değiştiriyor!
• CHP`den bildik tavır
• "Askere sivil yargı yolu" yürürlükte
• Telafer`de bombalı saldırı: 34 ölü
• Ankara, Sincan için diplomasi atağı başlat...
• İstanbullu`ya yeni metro hattı müjdesi
• Kısırlık tarih mi olacak?
• Afganistan`da patlama: 25 ölü
İLİŞKİLİ HABERLER

İsmail Zelvi/ TIMETURK

Sudan yönetimi Dış ilişkiler sorumlularından Muhammed el-Mekki ile Sudan`da yaşananları konuştuk. Mekki, Darfur bölgesinde altın ve uranyum madenlerine göz diken yabancıların Sudan`ı bir iç savaşa sürükleyerek bölmek istediklerini, kabileler arasına sokulan fitneyi bahane ederek Sudan`ın tabii zenginliklerini elde etmeye çalıştıklarını, hükümetin birlik ve istikrarı sağlaması üzerine ise Devlet Başkanı El Beşir hakkında karar çıkarttıklarını açıkladı.

EL-BERİŞ SUDAN`IN BİRLİK SEMBOLÜDÜR

Uluslararası Ceza Mahkemesi`nin Sudan Devlet Başkanı El Beşir hakkında verdiği tutuklama kararı, Sudan`ı nasıl etkileyecek?

Uluslararası Ceza Mahkemesi`nin 4 Mart 2009 tarihinde aldığı Beşiri tutuklama kararı, ilk etapta siyasi bir karardır. Bu tamamen Sudan`ın birliğini ve bütünlüğünü hedef alan bir karardır. Bu kararı alan dış güçler, bu karardan sonra Sudan halkının Ömer el Beşir`e karşı ayaklanacağını ve ülkede bir kaos ortamının doğacağını hesaplıyorlardı. Böylece ajandalarındaki planlarını rahatlıkla uygulayabileceklerdi.

Sudan halkının el-Beşire karşı ayaklanacağı, desteklerini çekeceklerini, kendi elleriyle teslim edeceklerini zannediyorlardı. Bu temeli olmayan bir beklentiydi. Tabii Sudan`da bu düşüncelerin tam tersine oldu. Halk bütün kesimleriyle birleşti. Muhalefeti, sendikaları, sivil toplum kuruluşları herkes tek yürek oldu. Bütün halk bütün kesimleriyle sokaklara çıkıp, el-Beşire destek verdiler.

Sudandaki bütün ulusal güçler bu karar karşısında, ne olup bittiğinin bilincinde olduklarını belirterek haykırdı. Sudanlıların, uyanık olduklarını, bilinçli olduklarını, dünyada ne olup bittiğini bildiklerini gösterdi. Bu kararın Sudan egemenliğine darbe vurduğunu, El Beşir`in Sudan`ın birliğinin sembolü olduğunu söylediler. Ve Uluslararası Ceza Mahkemesi`nin kararına hayır dediler. Muhalifler gruplar da bu olayın ardından Beşir`e destek verdiklerini açıkladı.

El-Beşir yurtdışına çıktığında derhal tutuklanacağı şeklinde bir karar alınmıştı…

Bu gerçekten komik bir karardı. Bu karar çıktığı zaman, El-Beşir yurtdışına çıkar çıkmaz tutuklanacak ve mahkemeye teslim edilecekti. Ancak El-Beşir ilk hafta, Mısır, Libya ve Eritre`ye gitti. Bunun yakın mücavir ülkeler olduğunu, uzak ülkelere gittiğinde tutuklanacağını söylediler. El Beşir bunu da dikkate almadı. Katar`ın başkenti Doha`ya gitti. Mahkemenin bütün güvenirliliği ortadan kalktı

İleride ne olacak, bu karar iptal mi edilecek

Sudan halkının bütün gücüyle el Beşiri desteklemesi, ona arka çıkması, Sudan`da barış adına daha fazla anlaşma yapmasıyla bu kararın her hangi bir bağlayıcılığı kalmadı. 50 yıllık bir sürede 2,5 milyon insanın öldüğü savaşlar meydana geldi. Bu savaşlarda hiç kimse soykırım, toplu tecavüzlerden, tutuklamalardan bahsetmedi.

Darfur meselesine gelmek istiyorum, Darfur`da 2 milyon insan öldürüldü deniyor. Gerçekten kaç kişi öldürüldü?

Bunlar, Sudan`dan kovulan sözde yardım kuruluşları, aslında casus şirketlerinin ortaya attığı iddialarıdır. Darfur`u en iyi bilen, Darfur nüfus istatistiklerine sahip olan Sudan Hükümetidir. Sudan hükümeti Darfur nüfusunu daha net bilmektedir. Bu savaşta öldürülen insanların sayısı 10 bin kişidir. Bu istatistiklerin doğru olduğuna dair kanıtlar vardır.

KURAKLIKTAN KAYNAKLANAN ÇATIŞMALAR OLDU

Biliyoruz ki Darfur`da ağırlıklı olarak Müslüman nüfus var.

Darfurda çok çeşitli etnik kökenler, kabileler var. Ben Darfur`da doğdum, büyüdüm, yaşadım. Liseyi orada bitirdi. Çok etnik kökene sahip insanlar var. Ziraatla uğraşanlar, hayvancılıkla uğraşan kabileler var. Çiftçi tarımla uğraşanlar var. Kuraklık döneminde Savana bölgesinde Afrika sahilinde otlaklar azalınca. Meralar tükendi. Hayvancılık yapan insanlar tarımın olduğu bölgelere gitmeye başladı.

Bu kuraklık nedeniyle, tarımsal bölgelere göç eden kabilelere, yerli kabileler arasında bazı problemler çıkmaya başladı. Bu problemlere yerel mahkemelerde çözüm aranıyordu. El Cudiye denen yerel mahkemelerde. Savaşan kabilelerden insanlar bu mahkemelerde bir araya gelip, kendi sorunlarına çözüm arıyorlardı, genellikle de sorunlar çözülüyordu. Ya iki taraf arasında evlilik oluyordu veya diyet ödenerek sorunlar çözülüyordu. Ancak zamanla durumlar değişmeye başladı. Darfur`un entelektüel kesimleri Darfur`un daha fazla kalkınması gerektiği iddialarında bulunmaya başladı. Bu iddialar zamanla farklı bir boyut kazanarak, iş silahlı mücadele safhasına kadar götürüldü. Çad`daki iç isyan esnasında komşu Darfur`a muhalifler gruplar özellikle Çad`daki akraba kabileler silahlar akıttı. Bundan 7-8 sene önce Darfur`da savaşlar başladı. Gerçekten Darfur`da alt yapı manasında bazı eksiklikler var. Ancak bu Sudan`ın bütün bölgeleri için geçerli bir sorun. Darfur`un bazı entelektüelleri diğer bölgelere nisbeten daha fazla teşvik ve kalkınmaya ihtiyacı olduğunu iddia ettiler. Bu soruna ilk önce yerel bazda çözüm girişimleri oldu. Fakat Darfur sorunu yerel bir sorun olmaktan çıktı. Ve uluslararası bir sorun olmaya başladı. Soykırımlar, toplu tecavüzler gibi iddialar dillendirilmeye başlandı. Bu iddialar ilk başta Darfur`da sonra Sudan`ın diğer bölgelerinde ve daha sonra da uluslararası platformlarda dile getirildi.

Arap kabileleriyle, Afrikalı kabileler arasında savaş iddialarına ne diyorsunuz? Bu doğru mu?

Bildiğimiz, gerçek manada Arap kabileleri diye bir şey yok. Yüzde yüz arap, ya da yüzde yüz Afrikalı kabile diye bilinen kabileler yok. Kabileler akrabalık ilişkileriyle karışmış durumda. Burada kabile savaşlarından ziyade, çıkar çatışmaları vardır.

Sudan hükümetinin Darfur`da bazı hatalar yaptığı belirtiliyor? Bu hatalardan biri de Cancavid isimli grupları isyancılara karşı desteklediği yönündedir.

Cancavid diye bir oluşum yok. Bunlar tamamen hırsız diye tabir edebileceğimiz kişilerden oluşmaktadır. Bunlar çalan çırpan tiplerdir. Bunların kabileleri olmaz. Sudan hükümeti bu sorunu kendi imkânlarıyla çözmek için uğraştı. Ancak sorun uluslararası arenaya taşınınca, ulusal sorun olmaktan çıktı, uluslararası bir sorun olmaya başladı. Ve dış basın bu konuyu adeta ticari bir meta haline getirdi. Mesela, sözde hayır kurumları bile kendi çıkarları doğrultusunda soruna yaklaşmaya başladı.

Uluslararası ceza mahkemesinin el Beşir hakkında aldığı karar siyasi ve gayri adil olduğu iddialarıyla birlikte, El beşir`in de Darfur`da bazı hatalar yaptığı, Sudan askerlerinin Darfur`da birçok zulme iştirak ettikleri belirtiliyor. Bu iddialara ne dersiniz?

Savaş istenmeyen bir şeydir? Talep edilmeyen bir şeydir? Savaşa giren insan, gayri iradi gelmiştir. Sudan hükümetinin bir hata işlediğine inanmıyorum. Uluslararası toplumun Darfur`da etnik temizliğin ve toplu tecavüzlerin olduğuna dair iddialarını ispatlayacak hiçbir delil yoktur. İddia ettikleri gibi, şeyler olsaydı. Sudan halkı kendi liderinden hesap sorma imkânına sahiptir. Sudanlılar, El-Beşir`le birlikteyiz, onu destekliyoruz dedikleri zaman, El Beşir`in hemşehrileri olduğundan değil, onun gerçekten haklı olduğuna inandıkları için bu desteği vermişlerdir. Sudanlı birisi hak üzerinde ise ona, desteğini verir, esirgemez. Ama hak üzerinde değilse, haklı değilse, kesinlikle arkasında durmaz, destek vermez? Sudan halkı birisini yargılamak isterse, birisinden hesap sormak isterse, bu imkâna sahiptir.

Bu soykırım iddiaları, bu tecavüz iddialarını öne sürenlere şunu söylemek istiyorum; Sudan ordusunun çoğu Darfur kökenlilerden oluşmaktadır. Peki, bir Darfurlunun kendi ailesinden, kendi kökeninden insanlara bunları yapması makul ve mantıklı mıdır? Bu mantıklı değildir. Bu bir paradokstur. Bu iddialar, Siyonizmin ve batının Sudan hakkında bir komplosu, entrikası oyunudur. Çünkü bunlar zayıf, parçalanmış, bölünmüş bir Sudan istiyorlar. Ancak bu şekilde Sudan`ın zenginliklerine el koyabilirler. Sudan`ın siyasi karar mekanizmalarına el koyabilirler?

BATILI YARDIM KURULUŞLARI AJANLIK YAPIYORLAR

Şu andaki Darfur`daki durum ne? Savaş var mı?

Darfur`un bazı bölgelerinde çatışma diye tabir edebileceğimiz olaylar var. Bundan 5-6 sene önceki yoğunlukta değil. Bu uluslararası yardım kuruluşları ülkeden kovulduktan sonra, ülkede ciddi bir yardım boşluğu doğduğu iddiaları var. Kesinlikle böyle bir şey yok. Bu kuruluşların yerini ulusal ve Müslüman yardım kuruluşları doldurmuştur. Çünkü bu uluslararası kuruluşlar Darfur bölgesinde istihbarat çalışmaları, güvenlik ve huzur bozucu kışkırtma faaliyetlerinde bulunuyorlardı. Bu sözde boşluğu Arap ve Müslüman yardım kuruluşları doldurmuştur. Zaten yardımlar BM`den geliyor. Sadece bu yardımları insanlara dağıtacak kuruluşlara ihtiyaç vardı. Zaten Müslüman yardım kuruluşları uluslar arası yardım kuruluşlarından çok daha rahat bir şekilde Sudanlılarla iletişim kurabiliyorlar. Çünkü aynı köken ve aynı dindendirler.

Darfur olayından önce Sudan`da Güney sorunu vardı. Güney`dekilerin büyük ekseriyeti Hıristiyan`dı. 50 yıl sürdü bu savaş ve 2.5 milyon insan öldü. Şu anda Güney`de bir sorun var mı?

Güney`deki savaş tamamen bitti. Kendi kaderini tayin referandumu yapılacak. İki sene sonra yapılacak bu referandumda. Güneylilerin sudanla birlik yönünde oy kullanacaklarını umuyorum. Ama her ihtimale karşı. Sudan Güneylilerin alacağı karara saygılı olacaktır.

İSRAİL`İN SUDAN`DA ÇIKARLARI VAR

Sudan`ın yaşadığı bu problemlerde dış güçlerin parmağı var mı? Varsa kimler ve neden? İsrail`in bu işin arkasında olduğu iddiaları var.

İsrail`in Sudan`da çıkarları vardır. Zayıf bir Sudan`da çıkarları vardır. Aynı şekilde ABD`nin de, Fransa`nın da çıkarları vardır. Çad`da Darfur`a komşu olduğu için, O da soruna müdahil olmaktadır. Sudan zayıf oldukça bu gibi ülkeler Sudan`daki çıkarlarına daha rahat ulaşabileceklerdir. Sudan her zaman dengeli ve itidalli ve kalıcı politikalar gütmüştür. Ancak bu gibi ülkeler bu çatışmalar, sorunlar, savaşlarla Sudan`a baskı uygulayabileceklerini zannediyorlar. Sudan`ın siyasi karar mekanizmalarına egemen olabileceklerine, Sudan`ın yeraltı ve yer üstü kaynaklarına el koyabileceklerini düşünüyorlar. Sudan da gerçekten yer altı ve yer üstü kaynakları çok zengin.

Petrol, bakımından çok zengin…

Sadece petrol değil, Sudan birçok maden bakımından zengindir. Örneğin altın gibi değerli madenler bakımından zengindir. Darfur uranyum bakımından oldukça zengin bir bölgedir. Bu madenleri hangi ülke istemez ki. Bütün ülkeler bu madenleri istiyor. Bu madenler savaşın asıl nedenlerinden biridir…

Çin ve Malezya Sudan`da ticari faaliyetleri çok fazla göze çarpan ülkelerden…

Çin ve Malezya Sudan petrolünün çıkarılıp işletilmesi noktasında ana ortaktırlar. Tabii sadece petrol noktasında değil. Bu ülkeler birçok alt yapı ve üst yapı noktasında da projeler üretmekte faaliyetlerde bulunmaktadırlar.

Sudan`da Çinlilerin sayısı gittikçe artmaktadır?

Tabii elimde Çinlilerin sayısı ile ilgili bir istatistik yok. Ancak Çinlilerin Sudan ekonomisinde ciddi bir ortak olduklarını söyleyebilirim. Çinliler sadece petrolde değil, alt yapı ve üst yapı projelerinde de faaliyet göstermektedirler. Birçok baraj, yol, köprü gibi projelerin yapımını üstlenmişlerdir. Bütün bunlara bakarak Çinlilerin sudan da çok ciddi ortaklıkları olduğu söylenebilir?

TÜRK-SUDAN İLİŞKİLERİ BÜYÜYOR

Türk-Sudan ilişkileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Birçok Türk şirketinin Sudan`da faaliyet gösterdiğini biliyoruz. Küresel mali kriz yaşanan bir ortamda Sudan ekonomisi ne durumda?

Bu dış güçlerin, oyunlarına, baskılarına rağmen Sudan ekonomisi gelişme ve ilerleme kaydetmektedir. Sudan ekonomisi el-Beşir döneminde çok büyük bir ilerleme katetmiştir. Sudan ekonomisi ilerliyor. Çünkü Sudan`ı yöneten insanlar dürüst insanlar. Hatasız kul olmaz. Elbetteki hatalı olanlar olacaktır. Ancak büyük ekseriyeti Sudan`ın iyiliğini isteyen insanlardır. Sudan`daki Türk şirketlerine gelince biz ancak onların varlığından gurur duyarız. Türk-Sudan ilişkileri de hızlı bir şekilde gelişmektedir. Ekonomik anlamda, siyasi anlamda, sivil toplum kuruluşları bazında. Endüstriyel bazda, kültürel bazda ve bilimsel alanda bu ilişkiler ciddi aşama kaydetmektedir. Umarım basın alanında da bu ilişkiler yeterli gelişimi gösterir. Basın alanı diyorum, çünkü bizim çok zayıf olduğumuz, nerdeyse bizde yok olan bir alandan bahsediyorum. Haber sitenizi takdirle izliyorum ve Time Türk`ün iki ilişkilerde çok önemli rol alabileceğini düşünüyorum…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Timurtaş hoca, Timurtaş uçar hoca efendi,laik dü,zen,kominist gençler,timur taş hoca mp3,timr taş hoca video izle,yeni sohbetler,deccal,şeytan ,cin,peri,hurafe,yecüc-mecüc,kimdir,yaratılış gayesi,insandaki deha