Yaprak Dökümü rezaleti!

Temmuz 2009
Yaprak Dökümü adlı diziyi severek izliyordum! Artık nefret ederek izlemeye başladım..
Çünkü?
Böyle bir babanın, böyle bir ailenin kızları bu kadar mı ahlaksız olur? Bu kadar mı yozlaşmış olur?
Mümkün değil!
Yaprak Dökümü adlı dizinin ilk bölümlerini çocuklarıma seyrettirip, aile içindeki değerleri gösteriyordum. Büyüklere saygı, yemeğe hep beraber oturulması, kardeşler arasındaki bağ vs. vs..
Şimdi oğlum benle dalga geçmeye başladı. "Baba senin dizinin kızları fingirdek çıktı."
Rahmetli Reşat Nuri Güntekin'in kemikleri sızlıyordur herhalde!
Çünkü romanıyla dizinin arasında çok büyük farklar var. Büyük dediğim değerleri alt üst edecek farklar tabii ki..
Romanda kız kardeşlerin enişteleriyle bir alakası yok. Dizi reyting yüzünden biraz ahlaksızlaşmış, aile içi aşk ilişkileri yaşanıyor, romanda bu kadar değil...
Romanda iki kız kardeşten birine Suriyeli bir petrolcü talip oluyor. Kız tarafı kabul etmişken adam bu kızdan vazgeçip, eğer verirlerse kız kardeşine talip olduğunu söylüyor. Aile de küçük kız kardeşi veriyor.
Diğer kız ise evli bir adamla yaşamaya başlıyor, baba bunu öğrenince kızı reddediyor ve babaya felç geliyor.
Büyük kız (Fikret) de dizideki gibi çocuklu bir adamla evleniyor. Adapazarı'na yerleşiyor ama mutsuz oluyor.
Yani dizi ile romanın benzerlikleri olsa da, reyting uğruna ahlaki değerler yerle bir edilmiş. Her zaman, her şeyde olduğu gibi Reşat Nuri Güntekin'in ölümsüz eseri "Yaprak Dökümü" de reyting kurbanı olmuş!
Gülben-Kaya ve Hülya Avşar!
Gülben Ergen, Kaya Çilingiroğlu'nun düzenlendiği golf turnuvasında sahneye çıkınca olay oldu, ortalık karıştı! Bir kaşık suda fırtına koparıldı!
Vay, Hülya Avşar'dan ayrılan Kaya Çilingiroğlu nasıl olur da Gülben'i sahneye çıkarır?
Vay, Gülben'in başına tatsız olay geldiği zaman Hülya ona kol-kanat germişti, Gülben bunu Hülya Avşar'a nasıl yapar?
Vay, Kaya Çilingiroğlu kızı Zehra'nın annesini delirtmek için bu kadar küçülür mü?
Vs. vs. vs..
Herkes yazdı, çizdi. Her zaman olduğu gibi bilip bilmeden.
Öncelikle, Kaya Çilingiroğlu'nun düzenlendiği ve Hülya Avşar'ın sahne aldığı golf turnuvasında Gülben Ergen'in çıkıp şarkı söylemesi akılları karıştırmıyor değil!
Amma..
Gazetecinin görevi akılları karıştıran bu tip olayların doğrusunu öğrenip kamuoyuna yansıtmasıdır.
Ben de merak ettim ve önce Kaya Çilingiroğlu'nu aradım. Bu arada hatırlatmak isterim. Bir aralar Kaya Çilingiroğlu ile Hülya Avşar mail konusunda ciddi bir tartışma yaşamıştık. Ama o tartışma, bugünkü gazetecilik görevimi engellemez. Kim oursa olsun, ne olursa olsun, aklımda soru işaretleri varsa ararım. Bir kere ararım, duruma göre bakarım.
l Kaya merhaba. Nedir bu durum? Sen gerçekten böyle bir adam mısın? Aslında olmadığını çok iyi biliyorum ama olayın gerçeğini senden öğrenmek istedim. Gülben Ergen'i neden çıkardın? Hülya'ya gıcık mısın?
l Selam Kenan.. Ben de senin bu yönünü seviyorum. Hiç kimse sormadı biliyor musun? Olay şu Kenan;
Bu golf turnuvasıyla ilgili olarak ilk anlaşmamız Rixos'laydı. Turnuva sanatçımız Hülya Avşar'dı. Biliyorsun onun imaj direktörü Ali Saydam. Ali Bey demiş ki, "Bu saatten sonra Kaya ile görünmen imajını zedeler. Çıkmasan olur mu?" Hülya bana söyledi. Benim turnuvayla ilgili olarak 100 bin dolarlık bir anlaşmam vardı. Turnuva yöneticileri "illa Hülya çıksın" dediler.
Ben de Hülya'ya "sen çıkmak istemiyorsan ben anlaşmayı bozuyorum" dedim ve 100 bin dolarlık anlaşmayı bozdum. İlk defa golf turnuvasının profesyonel ayağını iptal etmek zorunda kaldım.
Daha sonra Adem&Eve oteli genel müdürü olan Cem Uzan'la anlaştım. Turnuvayı oraya taşıdık. Çok az bir zaman vardı. O saaten sonra para bulmak zordu. Sibel Can 60 bin dolar istedi. Gülben Ergen ise ücret almadan çıkarım dedi. Tüm bu olayların yanında Hülya Avşar'ın menajeri Uğur da vardı. Beraber aradık sanatçıları.
Hülya'yı arayıp, "Gülben'i çıkartabilir miyim? Sana ayıp olur mu" dedim, "tabii çıkartabilirsin. Ne alakası var" dedi.
Olay bu Kenan..
Kaya Çilingiroğlu ile yaptığım bu görüşmeden sonra önce Hülya Avşar'ı aradım, "aynen doğru" dedi. Daha sonra Gülben Ergen'i aradım, "aynen doğru" dedi.
İşte size bir bardak suda fırtına kopartılan, yanlış aksettirilen, magazini seviyesizleştiren ve doğru olmayan bir haberin detaylı gerçekleri...
Yaşasın gecce.com
Yaşasın internet magazinciliği...
Muhteşem gecce'de neler oldu?
Ne gecce, ne gecce?
gecce.com mekan oscarları muhteşemdi. Karşınızda Doğan Medya Grubu'na ait Star TV'nin "Türkiye Güzellik yarışması" vardı. Aynı gün, aynı saatte...
Güzellik yarışması Lütfü Kırdar'da... "mekan oscarları" ise Kandilli Adile Sultan'da... Arada boğaz var.
Oysa Adile Sultan'da Lütfü Kırdar'a bağlı bir yer. Ama kader işte. Lütfü Kırdar'cılar da atlayınca gecceler çakıştı.
Aynı gecce bir de Sadettin Saran'ın basın kuruluşunun daveti vardı. Hani Petek Dinçöz'ün ortalığı karıştırdığı gecce. Hayat arkadaşı-eşi Can Tanrıyar'ın çok zor durumda kaldığı gecce. Bazen kadınlar ne kadar anlaşılmaz! Ne kadar tuhaflar! Erkeklerini ne kadar zor durumda bırakacaklarını düşünmeden hareket ederler, sonra da üzülürler. Neyse o gecceyi hiç hatırlamak istemiyorum. Ben de oradaydım, keşke olmasaydım.
Allah'tan Sadettin Bey, 12 Haziran davetini bir gün önceye aldı. Yoksa tam pişti olacaktık!
Bir tarafta güzeller ve büyük bir basın kuruluşu, diğer tarafta ise sadece www.gecce.com
Adile Sultan'daki muhteşem geccede yaşananları arkadaşlarım canlı yayın halinde size yansıttılar zaten. Sanırım gecceye gitmiş kadar oldunuz.
Ajda Pekkan'dan Kadir İnanır'a, İbrahim Tatlıses'ten Seda Sayan'a, Mehmet Ali Erbil'den Kaya-Feraye'ye kadar herkes gecemizdeydi. Mehmet Ali Yılmaz, Cavit Çağlar, Metin Aşık, Hayri Yazıcı, Süleyman Orakçıoğlu, Ali Karacan, Levent Çebi, Korhan Acar gibi isimler de vardı.
Hatta hatta, Star'daki güzellik yarışmasının ana sponsoru Ali Ağaoğlu bile geccemizi tercih etmişti.
Hürriyet Yayın Koordinatörü Fikret Ercan ve magazin müdürü Selim Akçin de geccemizdeydi..
Erol Köse ve eşi Ajlan Hanım, Behzat Uygur, Şenay Düdek, Müge Anlı, Cenk Eren, Deniz Seki, daha aklıma gelmeyen bir çok sanatçı dostumuz, sosyete insanı ve iş adamı. Hepsi gecce.com'un geccesindeydi.
Çok güzel, rüya gibi bir gecce oldu. Günlerdir süren stresimiz mutluluk ve gurur olarak geri döndü.
Gecce de yaptığım konuşma aynen şöyleydi;
Mekan oscarlarına hepiniz hoş geldiniz.
Daha dün gibi 5. yılımızı kutlamıştık. Bugün 6. yılımızı bu güzel ortamda kutluyoruz.
6 yıl... Dile kolay. gecce.com, tam 6 yıldır istanbul'da hiçbir mercinin yapamadığını yapıyor ve mekanlara ödül veriyor. Hem de böyle muhteşem bir organizasyonla.
Zaman zaman kendime şunu soruyorum;
Neden bu kadar uğraşıyorsun? Neden bu kadar eziyetin, külfetin, stresin altına giriyorsun?
Neden hükümet, turizm ve kültür bakanlığı, İstanbul valiliği, büyükşehir belediye başkanlığı, hatta hatta Turyid (Turizm Yatırımcıları Derneği) bile bu anlamda, bu görkemde ödül töreni yapmazken, bırakın yapmayı biz yapanları teşvik bile etmezken, ben Kenan Erçetingöz, televizyonu, gazetesi olmayan ben, sadece bir internet sitesiyle tüm bu güzelliği gerçekleştiriyorum. Neden?
Çünkü İstanbul'u çok seviyorum. Ara sıra sabahları gün ağarırken, geccelerden ayrılıp sürat motoruyla boğazı yukarıdan aşağıya turluyorum. Ve "seni seviyorum İstanbul" diye haykırıyorum.
Bu akşam yeme-içme ve gecce hayatının başarılı insanları burada... İyi ki varsınız. Doğu ile batı arasına sıkışmış İstanbul'da, (söylemeye gerek yok, malumunuz ........... zihniyetlere rağmen mücadele veren, istanbul'un en iyi mekanlarını yaratanları alkışlıyorum. Lütfen sizler de alkışlayın.
Biz de kendimize izninizle bir paye çıkaralım artık... Avrupalının, Amerikalının "İstanbul by night" diye öve öve bitiremediği İstanbul Gecceleri, gecce'den soruluyor... İşte o geccelerden birindesiniz saygıdeğer konuklarımız... Keyfini çıkarın.
Bu konuşmamdan sonra Turyid Başkanı Barış Tansever, tüm Turyid üyelerini sahneye çağırarak bana hazırladıkları sürpriz plaketi verdiler. Hayatta aldığım en değerli plaketti benim için. Çok sevdiğim İstanbul'a yaptığım katkıları fark eden birileri oldu sonunda. Teşekkürler Turyid ve mekancılar.
Bu İstanbul hepimizin. Hak ettiği değeri bir gün mutlaka bulacak. Yaşasın internet magazinciliği. Yaşasın gecce.com